Filistinli tutsaklar siyonist zorbalığa karşı direniyor!
İsrail zindanlarında bulunan 10 bini aşkın Filistinli tutsak, ırkçı-siyonist vahşete karşı aileleriyle birlikte direniyor. Siyonist devlet, tutsaklara fiziki ve psikolojik işkence uygularken, görüşe gelen tutsak yakınları ise ırkçı/aşağılayıcı uygulamalara maruz kalıyor.
Keyfiyetin hüküm sürdüğü zindanlarında cinayet işlese bile işkenceci katiller hakkında herhangi bir soruşturma açılmıyor. Nitekim her yıl onlarca tutsak zindanlarda katledildiği halde, Filistin halkı şahsında insanlığa karşı işlenen bu suçlardan hüküm giyen bir İsrailli işkenceci/katil bulunmuyor.
1 Nisan ila 1 Mayıs tarihleri arasında görüşe çıkmama eylemi yapan tutsaklar, 17 Nisan Filistinli Tutsaklar Günü’nde aileleriyle birlikte açlık grevine başladılar. Gazze ve Batı Şeria’da tutsaklarla dayanışma eylemleri gerçekleştiren Filistinli örgütler de, siyonist devletin zindanlardaki zorbalığını protesto ettiler. Tutsak yakınları ile FHKC, FDKC, Hamas, El Fetih gibi Filistinli örgütlerin ortak gerçekleştirdiği eylemlere binlerce kişinin katıldığı bildirildi.
Açlık grevinin 10 İsrail cezaevi ile üç gözaltı merkezinde bulunan tüm siyasi örgütlerden tutsaklar tarafından sürdürüldüğünü açıklayan Filistin Tutsaklar Cemiyeti, cezaevleri idaresiyle yapılan görüşmelerde taleplerin iletildiği belirtildi.
Tutsak yakınlarına yönelik aşağılayıcı uygulamalara ve ziyaret saatlerinde kontrol noktaları oluşturulmasına son verilmesi.
Gazzeli tutsakların dört yıl önce İsrailli asker Gilad Şalit’in tutsak alınmasından beri yoksun bırakıldıkları aileleriyle görüşme haklarının yeniden tanınması.
Tutsakların İsrail Cezaevi Dairesi tarafından yasaklanan Filistin ulusal müfredatına dayalı Genel Ortaöğrenim Sınavı’na girmesine izin verilmesi talepleriyle sürdürülen eylemde, ayrıca her bir ceza ve tutukeviyle ilgili kişisel taleplerin de olduğu bildirildi.
Tutsaklara hitaben bir açıklama yapan Filistin Özerk Yönetimi Başbakanı Selam Fayyad, “Yalnız değilsiniz; halkınız davanız için birlik halinde. Özgürlük için mücadelenizde tek başınıza değilsiniz” dedi.
1967’den beri toplamda 13 bini kadın, 25 bini çocuk 760 bin Filistinli ve Arap’ın gözaltına alındığını hatırlatan Fayyad, “Bin 500’den fazla tutsak kötü sağlık durumlarına rağmen tedavi edilmeden cezaevinde tutuluyor” dedi.
Direnişle ilgili açıklama yapan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) ise, Filistin örgütlerine birlik çağrılarını yineleyerek tutsak genel sekreteri Ahmed Saadet için özgürlük istedi.
Açıklamada, “Açlık grevinin, kendi kaderini tayin mücadelelerinde tutsak edilmiş özgürlük savaşçılarının siyasi ve hukuki haklarının kabul edilmesi ve tutsaklara yönelik hak tanımazlık politikasına son verilmesi talepleriyle yapıldığını” vurgulayan FHKC, Filistinli tutsakların, “boş midelerin savaşı”nda desteklenmesi için çağrı yaptı.
Uluslararası demokrasi ve insan hakları savunucularının yaşananlara sessiz kaldığını hatırlatan FHKC, açlık grevinin tüm Filistinli, Arap ve uluslararası kurumlara, insan hakları örgütlerine, Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’ne ve Birleşmiş Milletler’e açık bir eyleme geçme çağrısı olduğu ifade edildi.
FHKC açıklamasında, tutsakların ve ailelerinin haklarını korumaya odaklanan bir gündem sağlamak ve tutsakların özgürlüğü için, 2010 yılı boyunca etkin eylemler yapılmasının zorunlu olduğu da ifade etti.
Batılı emperyalistler ve siyonizmin yardakçıları tarafından “Ortadoğu’nun tek demokrasisi” ilan edilen İsrail rejiminin Filistin halkına karşı yürüttüğü icraatlar, bu rejimin ırkçı/faşist niteliğini gözler önüne seriyor. Filistinlileri keyfi olarak tutuklayan, işkence tezgahlarından geçiren, evlerini başlarına yıkan, Yahudi yerleşimleri kurup topraklarını gasp eden, ekinlerini tahrip eden, su kuyularını betonla dolduran, Gazze’yi kuşatmaya alarak etnik temizlik politikası izleyen İsrail devleti, tüm bunların yanısıra Filistinli çocuk ve gençleri de sistematik bir şekilde katlediyor.
İsrail zindanlarında Filistinli tutsaklara uygulanan zorbalık, ırkçı-faşist rejimin icraatlarını tamamlıyor. Filistinli tutsakların aileleriyle birlikte bu gayri meşru rejime karşı yürüttüğü direniş, eylemli dayanışma güçlendirilmelidir.
|